BAU’LU KADINLAR, ÇOCUKLUKTAN BU YANA MARUZ KALDIKLARI TACİZ VAKALARINI ANLATTI

rape-saddahaq com_1420263280

Kadınlar, maruz kaldıkları taciz vakalarını toplumsal baskılar nedeniyle ailelerine dahi anlatamayabiliyor.

Türkiye’de kadına yönelik taciz ve baskıların boyutu zannedilenin çok üzerinde. Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğrenim gören kadın öğrenciler, başlarına gelen taciz vakalarını BAU Yeni Sayfa’ya anlattı. Yaşananlar aslında bireysel değil toplumsal olaylar olduğundan isimleri gizli tutuyoruz. 

“TEDİRGİNİM AMA HAYATTAYIM”

Türkiye şartlarında şanslı insanlardandım ben. Olayları hep ucuz atlattım, belki de haberim olmadan eşiğinden döndüm. Şanslıydım ama tedirgindim. Hep çevremden duyardım yaşanılanları. Anlatılırdı bana, “Benim başıma bu geldi, dikkatli ol senin başına gelmesin” derlerdi. Dikkatli olmak riski azaltırdı ama tamamen bitirmezdi. Sonra dikkatli bir şekilde güne başlardım. Bir yere gider ve asansöre binerdim mesela. Eğer asansör sırasında bir erkek bekliyorsa aniden spor aşkıyla yanıp tutuşur, merdivenleri kullanırdım. Kimse asansör beklemiyorsa bile ben bindikten sonra bir erkek binerdi. Saniyeler dakikalar kadar uzun olurdu. Daha küçüklüğümden tembihlenmiştim çünkü. Tembihliydim ama tedirgindim. Toplu taşımada yanımda oturan insanı çaktırmadan süzerdim, sanki dış görünüşünden karakteri anlaşılırmış gibi. Yanıma oturan kişiye bunu belli etmez ve kulaklığımı takardım. Fakat insan hep düzgün kişilere denk gelmez. Gün gelir yanıma düzgün olmayan diye tabir ettiğim bir adam oturdu. Her durak biraz daha yayılarak oturur, bacaklarını açar da açardı. Benden uyarı alınca suratını asıp birkaç dakikalığına toparlanırdı. Uyarmıştım ama tedirgindim. Yolda yürürken laf atanlar vardı bir de. Yürürken erkek grubunun yanından geçerdim. Kimisi güzel diye laf atardı, kimisi çirkin diye.  Tüm söylenenleri duymamış gibi yapar, yürümeye devam ederdim. Yürümüştüm ama tedirgindim. Gün biter ben de eve varırdım. Gün içinde yediğim tüm laflar yetmezmiş gibi bir araba dururdu yanımda. Ben binanın kapısını açmaya çalışırken arabanın içinden laf atardı. Güzel ya da çirkin gibi basit değildi bu seferki. Çeşitli fantezilerini tek cümlede birleştirir öyle kurardı cümlelerini. Kilidi açtığım gibi eve girerdim. Gün biter ben ise güvenli evimde olurdum. Güvendeydim ama tedirgindim. Dedim ya Türkiye şartlarında şanslı insanlardandım ben. Tedirgin ama hayattaydım.

SÖZLÜ TACİZE UĞRADIM, AİLEME ANLATAMADIM

Birilerinin laf atması, rahatsız etmesi toplumda artık neredeyse kanıksanmış hadiseler. Benzer şeylere ben de maruz kalıyorum. Bundan 2 sene önce, bir akşam üniversiteden eve dönüyordum. Vakit çok geç değildi, akşam 10 civarıydı. Bindiğim otobüsün son durağıyla oturduğum site arasında 15-20 dakikalık bir yürüme mesafesi vardı. Beylikdüzü’nde oturduğum için o saatlerde, sadece sitelerin olduğu o bölgede, etraf oldukça tenhaydı. Büfeden bir kaç şey alıp yürümeye başlayacaktım ki, bir elinde gazete kağıdına sarılı, muhtemel, bira kutusu diğer elindeyse pitbullunun tasmasıyla 20-25 yaşlarında bir adam yanımda bitiverdi. Beni orada tutup konuşmaya başladı, köpeğini üzerime salar gibi yaparak beni korkutmaya çalıştı. “Benimle iyi anlaşırsan Zeus (köpeğinin adıymış) da seninle iyi anlaşır yoksa bırakırım tasmasını” gibi bir şeyler söyledi. Hayvanlarla arası iyi olan ve köpek beslemiş biri olarak korkmadım ama o adamın tahmin ettiğim yetiştirme şekline göre o hayvanı isterse gerçekten üzerime salabilirdi, bana saldırtabilirdi. Büfenin karşısında, yolun diğer tarafında, yine bira içen 3 arkadaşı daha vardı. O an evime giden daha da tenha yola girip girmemek konusunda tereddüt ettiğim için bir süre durağın orada oyalanmak durumunda kaldım. Bu sırada beni tehdit eden adam da arkadaşları da yanıma gelip gidip duruyordu. Büfeye sığınsam kar etmeyecek, illa eve dönmem gerektiğinde yine bulaşacaklardı; terslesem, sert kızı oynasam da fayda edecek gibi değildi. Babamı arayıp evde olup olmadığını sordum, evde olduğunu söyleyince yorgun olduğum ve yürümek istemediğim bahanesini uydurarak gelip beni almasını istedim. Babama da yalan söyledim çünkü eğer etraftan rahatsız olursa beni kısıtlayacaktı. O bira içip, beni köpekleriyle korkutan adamların sözlü tacizine maruz kalmış olsam da o akşam babam gelip beni arabayla alınca durum daha fazla uzamadan, çirkinleşmeden sona erdi. Sözüm ona sakin bir mahallede dahi akşam vakti bir kadın olarak rahatça yürüyebilmek neredeyse imkansız. Durumu endişelenmemeleri için aileye dahi anlatamamaksa işin acı tarafı sanırım.

KADINLAR TACİZE ALIŞSIN İSTENİYOR

Bir gün metrobüste giderken… Bu ifadeyle başlayan yaklaşık 20 hikayem vardır. Hikaye diyorum, düşünün yumuşak bir ifade kullanıyorum.

Her sabah olduğu gibi okula gitmek için sabah saat 8 civarı metrobüs bekliyordum. O saatte boş bir metrobüse binmek mucize olduğu için dolu molu binmek zorundayım. En arka kapının orda ben ve benimle birlikte 10 kişi daha var  hepsi erkek ve kol bacak kimin belli değil. Kulağımda kulaklık bir yandan nefes almaya çalışırken sanki biri arkamdan kalçama dokunuyormuş gibi hissettim ama emin olamadım sonuçta sıkışık haldeyiz yanlışlıkla olmuştur ya da birinin çantasıdır vs diye düşünüyorum. İkinci, üçüncü derken aynı şeyi yine hissettim ve emin oldum ne tepki vereceğimi bilemediğim için bir süre olayın şokuyla sadece durdum. Ben yaşadığım şeye hala inanmak istemezken olayın şiddeti arttı ve bir an da dönüp “Sen ne yapıyorsun ya” diye bağırmaya başladım. Adam o kadar pişkindi ki “Ne yaptım be alt tarafı elimiz değmiş yalan konuşma” diye beni tersledi. İnsanlardan da adama tepki gelip bir sürü laf yiyince metrobüsten inmek zorunda kaldı.

Kelimelerim ancak bu olayı anlatmaya yetiyor. Diğerlerini pek sakince ya da küfürsüz dile getirmek çok zor. Kadınlar o kadar çok alıştırıldı ki bu sapık eylemlere tacizin küçüğü büyüğü olarak ayırır olduk. En azından ben kendi adıma bu duruma geldim. Anlatırken ya da düşünürken sinirlensem de gülebiliyorum. Ağlanacak halimize gülüyoruz sözü tam olarak bu olsa gerek.

BİR ADAM NEDEN 13 YAŞINDAKİ KIZA LAF ATAR

Türkiye’de her kadının maruz kaldığı tacizi, ben ilk kez 13 yaşında yaşadım. Bakırköy’de bulunan bir dershaneden çıkıp meydandaki otobüs duraklarına doğru yürüyordum. Yürürken arkamdan bir ses duymaya başladım. Bir şeyler duyuyordum ama bu cümlelerin bana karşı kurulduğuna inanmak istemiyordum. Eminim ki, bu durumu bu yazıyı okuyan bütün kadınlar anlayacaktır. Söylenenleri kabullenmek istemiyor insan, 13 yaşındaki bir kıza 40 yaşlarındaki bir adam neden böyle şeyler söylerdi? Zaman ilerledikçe takip ve taciz devam etti… Benim de kalp atışım giderek hızlandı. Artık her şeyden emindim, peşimde bir sapık vardı ve beni rahatsız ediyordu. Şimdiki aklım olsa bağırıp çağırırım diyorum ama o sırada sanki bir karabasan gelmiş gibi sesim çıkmadı, çıkamadı. Bir anda koşmaya başladım, izimi kaybettirdim. Hemen ailemi aradım, dershaneye geri döndüm. Kendimi güvende hissettiğim an, hüngür hüngür ağlamaya başladım. Artık dershanede yaşadıklarımı bilmeyen kalmamıştı. Kısa bir süre sonra annem beni almaya geldi. Arabaya tam binecekken, hayatımda bir daha asla görmek istemeyeceğim o sapığı bir daha gördüm. Anneme “İşte bu adamdı!” dedim. Annem hemen arabadan indi, benim yaptığımın aksine bağırıp çağırıp adama saldırmaya başladı. Bense arabadan inemedim bile, anneme zarar vermesinden çok korktum ve arabaya dönmesi için yalvardım sadece. En kötüsü de çevreden kimsenin olaya müdahale etmemesiydi. Adamsa ağzını bile açmadı, ne bir itiraz ne bir tepki… Belli ki dershaneyi kendisine mekan olarak seçmiş ve yeni kurbanlar arıyordu. Ben yine de şanslıydım, bu olay sadece hayatımdaki en kötü anlardan biri olarak kaldı…

EĞER TAKSİYLE KAÇMASAYDIK TECAVÜZE YELTENEBİLİRLERDİ

Buraya o pislik yaratıklardan dolayı çektiğim iğrenç olayları yazsam sığmaz ama özet geçeceğim ve başıma gelen en son iğrenç olayı anlatacağım. Bazıları şöyle: metrobüste otobüste elle taciz, gözle taciz, sokaklarda sözle taciz ve elle taciz etme çabaları, üç pislik tarafından takip edilme ve daha niceleri… En son başıma gene olay şöyleydi; kız arkadaşımla saat 20.00 sularında Beşiktaş’ta otellerin olduğu bir sokakta yürüyorduk. Sonra yanımızdan bir araba geçti. Laf attılar, terbiyesiz şeyler söylediler. Araba hareket halindeydi. Ben de sinirlendim, cebimden biber gazını çıkardım, öylesine sıktım havaya ama arabaya değil. Bir süre sonra arabayı sağa çekmişler, hepsi arabanın içinden çıktı. Abartmıyorum beş kişilik arabadan 7- 8 kişi çıktı. Bize doğru yürüdüler. Biz hemen arkamızdaki otele sığındık. Olayı hemen çabucak anlattık görevlilere, bu sırada o pislikler otelin önünden geçtiler bize baka baka, güle güle. Sonra görevliler bize taksi çağırdı ve hemen binip kaçtık. Plakayı da aldım, polise şikayet ettim. Eğer taksiyle kaçmasaydık ve otele sığınmasaydık, o kadar eminim ki onlar bize tecavüz etmeye yelteneceklerdi.

SEKİZ YAŞINDAYDIM VE AİLEME BİLE BAHSETMEDİM

Sekiz yaşımdayım. Annemlerle mobilya alışverişi için bir mağazaya gittik. Sehpa bakıyorlardı. Bir mağazaya girdik. Adam bizi mağazanın üst katına çıkardı. Orada bir şeyler gönderdi. Ben de annemlerin yanında duruyordum. Sonra merdiven biraz dar olduğu için, çift çift merdivenlerden inmeye başladık. Önde annem ve babam, arkada ben ve mağazanın sahibi olan belki 40’lı belki 50’li yaşlarında bir adam. “Sizlere alt kattaki ürünlerimizi göstereyim” dediğini hatırlıyorum. Sonra bana baktı pis bir şekilde. Kolunu omzuma attı ve göğsümü sıktı. Ben küçüğüm, bunu bir taciz diye algılamadım. Zaten üstünde de durmadım. O zamanlar bu tip taciz olayları su yüzüne çıkmamıştı ne de olsa. Nereden bilebilirdim? Büyüdükçe, duydukça aslında adamın bana o gün yaptığı hareketin tamamen “taciz içerikli” bir hareket olduğunu anladım. Ne annemlere ne başkalarına bahsettim bundan. Hiç benim başıma böyle bir şey gelmedi diye düşünürken, aslında küçükken yaşamışım. Yeni yeni fark ediyorum. Ne kadar acı!

NE KADAR AĞLADIĞIMI ANLATAMAM

Yazıp yazıp siliyorum çünkü tam tamına üstünden 9 yıl geçmiş bir iğrençliği hafızamın tozlanmış kuytusundan çekip çıkarıyorum. Hayatımda bilmediğim küfürleri bana ettiren hala düşündükçe elimin ayağımın buz kesmesine sebep olan ızdırap dolu beş on dakika. 13 yaşındaydım, ufak tefektim, çocuktum daha ergenliğin getirdiği hormonal gelişimler bile yoktu vücudumda. Her gün okula servisle gidip geliyordum. Okulum da yaşadığımız muhitte güya nezih ve temkinli sayılan semtlerden. Yine her gün gibi servis beni sokağımızın başında bıraktı ben de hiçbir zaman anahtarımı hazır etmezdim, elimde resim çantam vardı winnie the pooh desenli biraz olsun kendimi müdafa etmeye yarayan kahraman çantam. Sırt çantamda anahtarımı aradığım sırada apartmanın girişine doğru bir adam yürüdü tam arkamda durdu paniklemiştim, arkamı dönüp göz göze gelmek hiç istemedim sonra bu apartmanda birisine geldiğini söyledi ama mümkün değil çünkü aile apartmanında oturuyorduk. Kapıyı açamıyorum, kaçamıyorum, soğuk soğuk terliyordum. Ayaklarımın yanına oturdu, ellerim titremeye başlamıştı, anahtarı zor tutuyordum göz ucuyla aşağıya doğru baktığımda eteğimi kaldırıp baktığını fark ettim bayılacak gibi olmuştum bacağıma dokunuyordu bağırmaya çalışıyordum ama sesim gitmişti bağırmıyordum sonunda kapıyı hemen açıp itip kapamaya karar verdim ağır bir kapıydı çünkü kendi kendine çok yavaş kapanıyordu. Resim çantamla kafasına vurmaya itmeye çalıştım ve kapıyı ittirdim tam içeri girerken popomdaki parmağı hissedip çığlık çığlığa bağırdım. İçeri girmeye çalışmadı kapıyı hızla kapadım insanların sesimi duyduğunu mu düşündü bilmiyorum bir şey yapmadığını söyleyip sokakta bana küfürler etmeye başladı buraları tam hatırlayamıyorum. Can havliyle eve çıkıp annem ve babamı aramıştım. Ne kadar ağladığımı ve ne kadar uzun süre eve yalnız giremediğimi anlatamam. O gün bu gündür eve gelmeden önce mutlaka anahtarımı elimde hazırlarım kapıda vakit kaybı olmasın diye.

HERKES GÖRDÜ AMA KİMSE MÜDAHALE ETMEDİ

2 yıl önce Mecidiyeköy metrosuna iniyordum. Gece vaktiydi. Uzaktan bir adamın beni fark ettiğini gördüm. Adam beni fark ettikten sonra yönünü değiştirerek arkamdan gelmeye başladı. Adımlarını hızlandırarak beni geçti. Devamlı arkasına dönüp bakarak benim gelip gelmediğimi kontrol etmeye başladı. Ben gişelere yaklaşırken adam uzakta durmuş beni izlemeye devam ediyordu ki bir anda bana doğru koşmaya başladı. Ben adamın ne yapmaya çalıştığını anlayamazken olduğum yerde durdum. Adam hızlı bir şekilde koşmaya devam edip eliyle popomu yakalamaya çalıştı. Kendimi geri çektim ama yine de sadece kalçamı ellemeyi başarmıştı. Adam dikkat çekmemek için koşmaya devam etti. Panikle hemen arkasından bağırdım, çığlık attım ama o gözden kayboldu. Olayı orda ki herkes gördü ama kimse de dönüp bir şey demedi, yapmadı.

İĞRENÇ BAKIŞLARA TAHAMMÜLÜM  YOKTU

İnsanların birbirlerine yapışarak yolculuk etmek zorunda kaldıkları bir otobüsteydim. Bir süre sonra kalçamda bir baskı hissetmeye başladım. Önce birkaç küçük kıpırdanmayla bu durumdan kurtulmaya çalıştım. Bu rahatsızlığın sebebinin birinin çantası veya ona benzer bir şeyin olduğunu düşünerek elimi arkaya götürdüğümde kalçama sıkıca yapışmış bir ele dokunduğumu fark ettim. Benim durumun farkına varmam onun elini çekmesine değil kalçama daha da sıkı yapışmasına sebep oldu. O an bütün vücudum uyuşmuştu. Arkama dönsem, karşılaşacağım o iğrenç bakışlara ne beynimin ne midemin tahammülü vardı. Düşünemedim. Yalnızca kalabalığın arasından kendimi bir başka sıkışıklığa doğru atabildim. Yaklaşık yarım dakika sonra kendime geldiğimde bu duruma sessiz kalmamam gerektiğini anca düşünebilmeye başlamıştım. Az önce tacize uğradığım yere baktım, suçluyu bulabilmek için. Ama bütün erkekler aynı görünüyorlardı.

9 YAŞINDA BİR ÇOCUK KÖTÜ NİYETİ NASIL ANLAYABİLİRDİ Kİ

Kadın olmanın getirdiği zorluklardan henüz 9 yaşındayken almıştım nasibimi. Şimdi oturup hangisinden anlatmaya başlasam diye düşündüğümde geldi aklıma. Farkında bile değildim yasadığım şeyin ne olduğunun. İş yerimizde çalışan genç bir eleman kucağına alırdı beni. Hep saçlarımla oynardı, hatta bazen vücuduma dokunurdu, hep kardeşi olsun istermiş güya. 9 yaşındaki bir kız çocuğu nasıl anlayabilir ki kötü niyeti, simdi hareketleri gözümün önüne geldiğinde nefesim daralıyor, iğreniyorum.

O senelerden hatırladığım bu. Ortaokulda bir öğretmen on sıraya oturtur, KIsa etekli kızlara yüksek not verirdi. Onu da geç anladım. Genç kız olduktan sonra sokakta yürümek bile tacize hedef haline getirdi her kadın gibi. Atılan laflar, toplu taşımadaki tacizler… Her gün yasadığım olağan şeyler oldu. Umursamama kararını aldım en sonunda. Hepsiyle uğraşacak ne gücüm var, ne de cesaretim. Duymuyorum, görmüyorum ve elimden geldiğince bu konu üzerine düşünmüyorum. Çünkü eğer düşünürsem haksızlığa, pisliğe ve ayrımcılığa sessiz kalmayı asla kendime yakıştıramıyorum.

(9 Mart 2015- Yeni Sayfa- Haber Merkezi)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: