Category Köşe yazısı

MEDYANIN BAYRAMLIK KAMUFLAJI: SAVAŞ PROPAGANDASININ DİZİ, FİLM, GAZETE HALİ

‘Bayramların kendi ritüelleri içinde barışa işaret ettiği öngörülür. Ancak savaş koşullarında gazete sayfaları yine barışa değil, savaşa yöneltir. ‘ Hakan GÜNGÖR twitter.com/bayhakangungor Savaş, savaşa ikna sürecini de beraberinde getiriyor, biliyoruz. Muktedirin birtakım siyasi heveslerle insanları savaşa sürmesi, savaşa sürülmeyenler için de bir hazırlık gerektiriyor. Devletin ideolojik aygıtları da tanklarla birlikte harekete geçiriliyor; güdümlü füzeler, güdümlü […]

YEŞİLÇAM’IN AİLE FİLMLERİ NEDEN BU KADAR SEVİLİYOR: ADİLE NAŞİT-MÜNİR ÖZKUL FİLMLERİNİN MATEMATİĞİ

Hakan Güngör, ‘Bizim Aile’, ‘Gülen Gözler’, ‘Neşeli Günler’ gibi Yeşilçam’ın efsane filmlerine yakından baktı: Aile filmleri neden bu kadar seviliyor? Hakan Güngör twitter.com/bayhakangungor Hâlâ çok izleniyor, seviliyor, ilgi görüyorlar. Hâlâ televizyonda gösterildiğinde ciddi reyting başarıları elde ediyor, Youtube’da izlenme sayıları milyonlarla ifade ediliyor, Atlas Sineması sayesinde tekrar beyazperdeyle buluşan bu yapımlar salonları dolduruyor. Yeşilçam’daki aile […]

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINI KIRPIP KİTAP YAPMANIN KARŞI KONULAMAZ CAZİBESİ: YAYINCILIK DÜNYASINA AĞIT

Nilgün Erdan, yayınevlerinin popüler isimlerin doğrudan sosyal medya paylaşımlarını toplayıp kitaplaştırması üzerine yazdı. Nilgül Erdan Şuradan başlayalım: Kimi yayınevleri hem para kazanmak hem de edebiyat dünyasına katkı sunmak gibi bir yol izleyebilir. Bu uğurda popüler olabilecek proje kitaplar üzerine kafa yorulur, öte yandan az satması göze alınarak nitelikli eserlere de yayın programında yer verilir, maharetli […]

KİTAP TANITIM YAZILARI NE DER, ASLINDA NE DEMEK İSTER?

Hakan Güngör, kitap tanıtım yazılarına ilişkin yazdı: Basılan her kitabın ‘başyapıt’, başyapıt değilse ‘harikulade’ diye tanımlandığı devre girdik.. Hakan Güngör twitter.com/bayhakangungor Esaslı eleştirilerin sayısı değilse de oranı düştükçe, basılan her kitabın “başyapıt”, başyapıt değilse “harikulade”, harikulade değilse “muazzam”, diye tanımlandığı bir devre girdik ki; bir yazar çıkıp “Benim kitabım vasat” dese, en azından “farklı” olduğu […]

EDEBİYATÇI MEZARLARI BİR ŞEYLER ANLATIYOR: MEZARIMI AŞKTAN OYUN

Hakan Güngör twitter.com/bayhakangungor Edebiyatçı mezarlarının ikamet edenine dair bir şeyler söylediğini düşünmüşümdür hep; kimisi doğrudan, kimisi dolaylı mesajlar içerir. Kimininki sahiden çok iyi anlaşıldığından, kimisi aslında hayatı boyunca hiç anlaşılmamış olduğundan, mezarları da ya buna uygun tasarlanmış ya da zaman içinde buna işaret eder hale gelmiştir sanki. Bazısı bilhassa ölüm yıldönümlerinde kalabalıklaşırken (ki bazılarının, mezarının […]

AYSUN ASLAN UĞUR’DAN ANNE BEN LEYLEK Mİ OLDUM?: SANAT DÜNYASININ KAPILARINI ARALAYAN ANILAR

Koreograf, dansçı, yönetmen Aysun Aslan konservatuvar anılarını “Anne Ben Leylek mi Oldum” adlı kitapta bir araya getirdi. Nilgül Erdan’ın kitap hakkında yazdığı, Evrensel gazetesi Kitap ekinde yayımlanan yazısı: Nilgül Erdan Aysun Aslan Uğur, Cebeci Ankara Devlet Konservatuvarı’nda geçirdiği yılları anlattığı kitabı, pek çok şekilde değerlendirilebilir. Bu bir yanıyla başarı hikâyesi… Henüz bir çocukken girdiği konservatuvardan […]

EDEBİYATIMIZIN EN “BABA” MESELESİ: VURMALAR DÖVMELER, REDLER, ÖZLEMLER VE BAŞKA ŞEYLER

Edebiyatımızın en “baba” meselesi, baba-oğul ilişkilerinin edebiyata yansıması olabilir. Baba meselesi diyorum, çünkü “babalık” edebi bir yazışmaya da ebedi bir çarpışmaya da işaret edebiliyor. Birkaç gün önce Evrensel gazetesinin kültür sayfasında Mustafa Aslan imzalı bir yazı yayımlandı. “Hayatta en çok babamı sevdim” başlıklı yazı, kuşkusuz edebiyat tarihimize damga vuran baba-oğul ilişkilerinin önemli bir bölümüne değiniyor […]

ANADOLU MEĞER TAHRİBİN BEŞİĞİYMİŞ

Önce sünnet dendi, ardından “turistik organizasyon”. Her durumda Efes Antik Kenti’ndeki Celsus Kütüphanesi’nin önünde giydirilmiş masalar konuldu ve belli ki “Çocukları pistten alalım” anonsunun yapılmasına daha vardı… Türkiye’nin herhangi bir yerinde toprağı tozutmak için şöyle bir tekme savursa insan, oradan bir tarih fışkırıyor. Sonra onlar teker teker ya elden ya gözden çıkarılıyor. İnsan kötü oluyor, […]

2002’DE UYUYAN BİRİ BUGÜN UYANSA NE OLURDU?

15 yıllık komadan bugün uyanan kadının yaşadıklarını anlatır, trajedidir. Hakan Güngör twitter/bayhakangungor Elveda Lenin filmini izleyenler hatırlayacaktır, Doğu Almanya’da yaşayan Christiane komaya giriyordu ve kendine geldiğinde artık ortada bir Doğu Almanya yoktu. Annesinin durumunun kritik olduğunu bilen Alex, Berlin Duvarı’nın yıkıldığını, kapitalizmin işgalinin eni konu kendini hissettirdiği gerçeğini annesinden gizlemeye çalışıyordu. Alex annesine hiçbir şeyin […]

“HOLİGARŞİ”DEN SON DAKİKA GOLÜ: FUTBOLCULAR YİNE CAN YAKTI

Türkiye’de bir futbolcu bir sezonda sıradan boksörlerden çok daha fazla yumruk, tekvandoculardan misliyle fazla tekme atıyor. Hakan Güngör twitter/bayhakangungor Zaman zaman okuyoruz, Meksika’daki çeteler gazeteci öldürüyor, muhabir kulağı kesiyor, yazar evi tarıyor… Kim bilir, bizim haberler de oradaki yayınlarda kendine yer buluyordur belki…“Türkiye’de futbolcu dehşeti!”,“Türkiye’de futbolcular yine can yaktı!” “Futbolcu terörü bitmek bilmiyor!” Ve Meksikalılar […]