CIA TİPİ ŞARKİYATÇILIĞIN PEK HEYECANLI HALİ: HOMELAND DİZİSİ

5 sezon süren Homeland, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortadoğu politikasını ele alıyor. Bölgede yaşananları ekrana taşıyan dizi; hem öngörüleri, hem de önyargıları ile dikkat çekiyor.

homeland2

Homeland’in 6. sezonu ile izleyiciyle buluşacak.

Hakan Güngör
twitter.com/bayhakangungor

Başrollerinde Claire Danes, Damian Lewis, Mandy Patinkin, Rupert Friend gibi oyuncuların yer aldığı “Homeland” adlı dizi, ele aldığı konular, ABD’nin başta Ortadoğu olmak üzere ajanlık faaliyetleri ve dış ilişkileri üzerine olayları aktarıyor. Dizi, kimi bölümleri itibariyle diplomaside yaşananların perde arkasını yansıttığı iddiasıyla gündeme geldi. Diziyi ilgi çekici kılan noktalardan bir diğeri ise Homeland’in bazı olayları adeta “öngörüyor” olması idi.

Dizi CIA’in iç ilişkilerini, hiyerarşik yapısını, işleyişini gözler önüne seriyor. Özellikle ABD’nin Ortadoğu politikasına bakışta “belli bazı hataların yapıldığını” kabul eder görünse de, aslında (başka türlüsünü beklemek güç elbette) ABD propagandası yapıyor. Özellikle dizideki Müslümanlara bakış ile oryantalist tutum bir hayli belirgin. Detaylara geçmeden önce konuya göz atalım.

HL-abunazir

Brody taraf değiştiriyor.

CİHADÇILARA ESİR DÜŞEN ABD’Lİ

Dizinin ilk üç sezonu ile sonraki 2 sezonu arasında tema aynı kalsa da, konu anlamında bir eksen değişikliği olduğu söylenebilir. İlk üç sezon Brody-Carrie çatışması ve ilişkisi üzerine inşa edilmişti.

Nicholas Brody, bir denizcidir ve 8 yıl önce öldüğü sanılmaktadır. Bu süreçte ailesi dahil herkes onun ölümünden şüphe duymamış, kendilerine yeni bir hayat kurmuştur bile. Ancak ABD askerleri El Kaide’ye yönelik düzenlendikleri bir operasyonda Brody’yi kurtarır. Brody anlaşıldığı kadarıyla 8 yıl boyunca hapsedilmiş, işkenceye maruz kalmıştır. Brody Amerika’ya götürülür ve orada bir kahraman olarak karşılanır. ABD’nin ve halkın gözünde o 8 yıl boyunca türlü işkencelere dayanmayı başarmış gerçek bir kahramandır o. TV programları onunla röportaj yapabilmek adına sıraya girmektedir. Hatta kongre üyesi olması dahi teklif edilir. ABD’nin Ortadoğu siyasetini yöneten başkan yardımcısı başkan olmak üzere adaylığını koyacaktır ve ikinci adam olarak Brody’yi düşünmektedir. Böylece hem onun “kahramanlık” vasfından yararlanacaktır, hem de ABD 8 yıllık esareti karşılığında Brody’yi hayatta kalmayı başardığı için ödüllendirecektir.

Nicholas Brody (Damian Lewis) in Homeland

Brody bir operasyon sonucu “kurtarılıyor.”

ABD ASKERİ TARAF DEĞİŞTİRİYOR

Ve fakat bu, durumun sadece görünen yüzüdür. CIA ajanı Carrie Mathison; bir süre önce bir muhbirinden aldığı bilgi doğrultusunda Brody’den ciddi şekilde şüphelenmektedir. Muhbiri Carrie’ye bir Amerikan askerinin taraf değiştirdiğini, ABD’de düzenlenecek olan bir saldırıda yer alacağını söylemiştir. Carrie, bu kişinin Brody olduğu konusunda neredeyse emin gibidir. CIA’nın bilgisi dışında inisiyatif alarak Brody’nin evini gizli kameralar vasıtasıyla izlemeye koyulur. Günler geçtikçe şüphelerinde haksız olmadığı ortaya çıkar.

Brody 8 yıllık esareti sürecinde ciddi işkenceler görmüştür. Ancak kendisini ele geçiren örgütün liderlerinden Abu Nazir’in ilgisi kafasını karıştırır. Ağır işkencelerin ardından kendisine “şefkat gösteren” Abu Nazir onun gözünde adeta bir kurtarıcıya dönüşür. Öyle ki, Abu Nazir’in oğluna öğretmenlik yapmaya başlar. Ta ki, Abu Nazir’in oğlu bir insansız hava aracı saldırısı sonucu öldürülene dek. Brody hem Abu Nazir’in, hem bu saldırının etkisiyle saldırı emrini veren ABD yetkililerine düşman olur. Bu sırada Müslüman olan Brody, ABD ordusu tarafından zannedildiği gibi kurtarılmamış, Abu Nazir’in planı çerçevesinde ABD’ye teslim edilmiştir.

homeland1

Carrie, Brody’nin taraf değiştirdiğini fark ediyor.

AJAN VE ESKİ ASKER ARASINDA KEDİ-FARE OYUNU

Carrie ve Brody arasında kedi-fare oyunu zamanla duygusal bir ilişkiye evrilir. Brody başkan adayını öldürmek üzere canlı bomba olma planını devreye sokar ancak son anda vazgeçer. Ne var ki, bu planı devreye başkası sokacaktır. Brody’nin saldırı planı öncesi kaydettiği video nedeniyle saldırıyı Brody’nin yaptığı düşünülür.

Brody, Carrie’nin yardımıyla kaçar. Ancak kimse onun masum olduğuna inanmayacaktır. Saygınlığını geriye kazanması için CIA bir talimat verir. “Bombacı” olduğu için iltifatla karşılanacağı düşünülen İran’a gidecek, burada istihbarat şefinin öldürecektir. Bu sayede ABD’nin belirlediği ve desteklediği başka bir isim istihbarat şefi olabilecektir. Bu süreçte Brody hayatını kaybeder ancak görevi yerine getirmiştir.

c5bdb915dfde3e90d786f9c5eab43c08b2e8f6165824a9eea8500a9379432511_large

Dizi, cihatçı örgütlere göndermeler yapıyor.

HOMELAND’DA MÜSLÜMAN TEMSİLİ
İlk üç sezonda ön plana çıkarılan ana tartışma ABD ve cihatçı örgütler arasındaki sivil ölümler çatışması. Son derece sınırlı olmakla birlikte ABD adına kimi özeleştirilerin de yer aldığı sahnelerde, harekatlarda sivil ölümlerin gerçekleştiği kabul ediliyor. Ancak dizi bir taraftan da bunların en başından beri “karşı tarafın” suçu olduğunun altını kalınca çizmeyi ihmal etmiyor.

Dizide Musul’da 82 çocuğun öldüğü ABD saldırısı anılıyor. Diğer yandan 2004’te İspanya’da düzenlenen ve El Kaide’nin üstlendiği, 190 kişinin öldüğü saldırı hatırlatılıyor. Aynı bölümde 2013’te Kenya’da bir alışveriş merkezine düzenlenen ve 68 kişinin öldüğü saldırı da vurgulanıyor. Bu saldırıyı da El Kaide’ye yakın El Şebab üstlenmişti.

Dizide Brody’nin de “beynini yıkayan” Abu Nazir öldürülür. Brody, sivil ölümlerden sorumlu tuttuğu, başkanlık için adaylığını koyan başkan yardımcısını da öldürmüştür. Cenazeler aynı gündür. Başkan yardımcısının cenaze törenine devlet yetkilileri katılır. Abu Nazir’in cesedi ise denize atılır. Savaş ise sürer gider…

Bu süreçteki en önemli detaylardan biri Abu Nazir’in öldürülmesi sırasında yaşanır. Abu Nazir’in öldürülmesi için bir operasyon düzenlenmiştir ancak Nazir bir türlü bulunamaz. O sırada bir ajanın operasyon sahasında olmadığı fark edilir. Abu Nazir’i kaçırdığından şüphelenilir. “Şüphenin doruğu” ise Galvez’in Müslüman olduğunun belirtildiği sahnedir. Galvez Müslüman olduğu için Abu Nazir’i kaçırmış olabilir diye Galvez’in peşine düşülür. Ancak Galvez bölgeden başka bir sebeple ayrılmıştır. Bu noktanın üzerinde durulmaz; “Müslüman Galvez”in olağan şüpheli olmasından daha doğal bir şey yoktur yapımcının nazarında…

72ea734bb0ca2c9b4607f81401d01862

İran Dışişeri Bakanı Cevat Zarif (üstte) dizideki İranlı general Majid Javadi (altta)

GERÇEK KARAKTERLER DİZİDE TEMSİL EDİLİYOR

Özellikle 3. sezona damga vuran ABD-İran istihbarat savaşlarında ABD’nin İran’a dair niyet ve beklentileri üzerinde durulur. Dizide olup bitenlerle gerçekte yaşananlar arasında paralellik kurmak mümkün.

Dizide General Akbari’yi öldürüp yerine Majid Javadi’yi geçirmek planlanır. Javadi’den beklenti bir ABD görevlisi gibi çalışması, İran’daki rejim değişikliği konusunda çalışmalar yapmasıdır. Bu  isim akıllara ister istemez İran Dışişeri Bakanı Muhammed Cevat (Javad) Zarif’i getirmektedir.

Ekşi Sözlük’teki bir entry’de de belirtildiği üzere Majid Javadi karakterinin Javad Zarif’i temsil ettiği iddiası da göz önünde tutulmalıdır. Zarif’in zaman içerisinde ABD ile ılımlı bir politika güder hale geldiği de bu konudaki iddiaları perçinliyor. Öyle ki, Zarif, Obama’nın elini sıktığı için eleştiriler bile almıştı.

Dizide Javadi’nin ABD lehine çalışmasını sağlamak üzere yapılan görüşmelerde CIA Javadi’yi Devrim Muhafızları adına hesabına para geçirmekle suçluyor, bunu açığa çıkarmakla tehdit ediyordu. Devrim Muhafızları’nın kara para aklama, rüşvet vs. gibi işlerde parmağı olduğu çeşitli vesilelerle iddia ediliyordu. Ancak yine dizinin öngördüğü noktalardan biri olarak görülebilecek olan söz konusu iddiaları artık ispat boyutuna taşıyacak olan ise Rıza Sarraf’ın ABD’de tutuklanması ve hakkında yazılan iddianame oldu. Buna göre İran’a yönelik ambargoyu delmek ve kara para aklamak adına işlem yapan kuruluşlardan biri de Devrim Muhafızları’ydı.

al-bagdadi

IŞİD lideri Bağdadi’yi (üstte) dizide “Haqqani”  (altta) karakterinin yansıttığı iddia ediliyor.

HAQQANİ ASLINDA KİM?

4. sezonda dikkat çeken isimlerden biri de cihatçı Haqqani’dir. Bir hava saldırısı neticesinde öldürüldüğü düşünülen Haqqani’nin yaşıyor olduğu ortaya çıkar ve CIA’le arasında bir kaçma-kovalama hikayesi başlar. Haqqani’nin gerçekteki karşılığı da haber ve tartışmalara neden olur. IŞİD lideri Bağdadi’nin bir hava saldırısında öldüğünün iddia edilmesi, ancak daha sonra videosunun ortaya çıkması Haqqani, Bağdadi mi sorusun tekrar gündeme getirmiştir.

Dizide ele alınan bir Amerikan askerinin taraf değiştirmesi konusu da bir süre sonra “gerçekleşmiş”, bu haberlere de yansımıştı. “Homeland dizisi gerçek oldu” başlıklı bir haberde, “Taliban’ın 2009 yılında kaçırdığı ABD’li asker Bowe Bergdahl’ın hayat hikayesi, Amerika ve dünyayı şu anda kasıp kavuran “Homeland” dizisiyle örtüşüyor. Taliban tarafından 30 Haziran 2009 yılında Afganistan’da kaçırılan 26 yaşındaki Bowe Bergdahl, ailesine yazdığı e-postada “Amerikalı olmaktan utanç duyuyorum” dedi” ifadeleri kullanılıyor.

Homeland_Season_4_cast

Dizi, öngörüleri ile de gündeme gelmişti.

ŞARKLININ EGEMEN ÇERÇEVEDE KAPSANMASI

Yazının başında sözünü ettiğim oryantalist bakış şüphe yok ki, dizinin tamamına yayılıyor. Ve fakat bunun en önemli örnekleri 4. Sezonda ortaya çıkıyor.

Afganistan’dan çekilme tartışmalarının gündeme geldiği bölümlerde “kırbaçlarla şeriatın uygulandığı”, “kızların okula gitmesinin yasak olduğu” söylenir. Haksız değiller. Ama nedendir bilinmez (bilinir de bilinmez) bölgedeki petrol, doğalgaz, haşhaş tarlaları, Amerikalı ve çok uluslu şirketler, o şirketlerin yatırımlarından söz edilmiyor. Burada ABD’ye bir “kahraman” payesi çiziliyor. Bölgeye giden ve orayı “daha yaşanabilir kılan” bir ABD portresi çiziliyor. Petrodolarların, adını anan ise yok…

Bu durum akla Edward Said’in “Şarkiyatçılık” kitabını getiriyor. Said, Batı’nın “Şark”a bakışını şu ifadelerle aktarıyordu: “Cromer ve Balfour’un dilinde şarklı, (mahkemelerdeki gibi) yargılanan, (ders kitaplarındaki gibi) tasvir edilen, (okullarda ya da cezaevlerindeki gibi) gözetim altında tutulan, (hayvanbilim kılavuzlarındaki gibi) resmedilen bir şey olarak betimlenir. Bu durumların her birinde dikkat çekici olan, Şarklının egemen çerçevelerde kapsanması, bu çerçevelerce temsil edilmesidir.”

Dizide şikayet edilen cihadçılıktır ancak bunun pompalandığı okullara ABD’nin ne gibi destekler verdiği, bir zamanlar Sovyetler Birliği’ne karşı bir savunma hattı kurmak için cihadçı fikirlerin ön plana çıktığı okullarla aralarında nasıl bir dirsek teması olduğunun dizide yeri yoktur. 4. sezonun 4. Bölümünde “Bush Irak konusunda yalan söyledi, 11 Eylül konusunda neden söylemesin” repliği geçer örneğin ama bu sadece kimyasal silah bulunamadığına işaret eder, yine petrol konusuna girilmez, bölgede iş yapan şirketlerden bahsedilmez.

homeland3ALMANLARIN FİŞLEMELERİ DİZİDE YER BULUYOR

5. sezonda bir hackerın sızdırdığı belgeler neticesinde Alman gizli servisi ile CIA’nın işbirliği yaptığı ortaya çıkıyor. Dahası belgelere göre Almanya, Müslüman gençleri fişlemektedir. Dizinin bu sezonunda gençlerin nasıl intihar bombacısı haline getirildiği aktarılıyor. Almanlar dizide “haklı” gösteriliyor zira dizide belirtilen rakama göre 700 genç IŞİD’e katılıyor. Asıl sorun ise “IŞİD’e gitmeleri değil, oradan döndüklerinde neler yapacaklarıdır.” Dizideki olgular gerçekte de karşımıza çıkıyor. Örneğin 650 Alman’ın IŞİD’e katılması Türkiye’de de haber yapılıyor. Hürriyet, 650 Alman’ın Suriye ve Irak’a IŞİD’e katılmak için gittiğini yazıyor. Almanların fişleme hadiseleri de basına yansıyor. CNN Türk’ün haberine göre 2000-2007 arasında 3 bin 656 Müslüman Alman istihbaratı tarafından fişleniyor.

Diziye dair Türkiye’yi ilgilendiren en önemli noktalardan biri de 4. Sezonun Türkiye’de geçeceği haberleriydi. Öyle ki, 3. Sezonda Ajan Carrie’nin İstanbul’a gideceği bilgisi de veriliyordu. Bu durum da medyada geniş yer bulmuştu. Ancak bu durum söz konusu olmadı. Bunun üzerine 4. Sezonda Carrie’nin Pakistan’da görev yaptığı görüldü. Basına yansıyanlara göre Türkiye hakkında olumsuz bir imaj yaratma ihtimali nedeniyle Türkiye hükümeti diziye izin vermemişti. Dizide Carrie’yi canlandıran Claire Danes, Milliyet’e verdiği röportajda Türkiye’de mekan arayışlarının bile başladığı ancak daha sonra “açıklayamayacağı” sebeplerden dolayı dizinin Türkiye’de çekilmediğini belirtmişti.

Homeland, 5 sezon boyunca konu ve kimi karakterlerini siyaset ve diplomasi alanındaki önemli kişilerden almış bir dizi. Bu yanıyla dikkate değer olduğu ortada. Beri yandan ise üzerinde durduğum gibi “şarka” bakışlarındaki tutarsız ve gerçeklikten uzak tavır; ABD’nin bölgedeki politikasını ekonomik parametrelerden ayrı göstermeye çalışması ve bu politikayı zaman zaman hatalar yapılsa da nihayetinde pek “insancıl” nedenlere bağlamaktaki propagandist tutumu nedeniyle eleştirilecek çok unsura sahip.

 

Yorum bırakın