EDEBİYATIN MAGAZİN EKİNE İLTİCA ETMİŞ HALİ: TUNA KİREMİTÇİ’DEN HEPİMİZ BİRİLERİNİN ESKİ SEVGİLİSİYİZ

Tuna Kiremitçi’nin “Hepimiz Birbirimizin Eski Sevgilisiyiz”de aşktan başlayan yolculuğumuz bildik duyguların yanı sıra, bizatihi siyasete, edebiyata ve sinemaya uzanıyor.

9786050903928

Kitap, Doğan Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Hakan Güngör
twitter.com/bayhakangungor

Gazetelerde yer alan kültür sanat sayfalarının yeterliliği konusunda halktan görüşler alan muhabire bir gencin “Kültür sanat sayfaları bence yeterli, sonuçta filmlerin saatlerini veriyorlar” deyişi uzun süre aklımdan çıkmamıştı. Çok zeki bir gencin ironisi değildi bu, keşke öyle olsaydı… Ne yazık ki kültür sanat çeyrek sayfaya sıkıştırılmış, edebiyat gazetelerden tamamen kopmuş, eleştiri kimi gazetelerde sadece köşe kadılarının “paşa gönlü isterse” arada sırada yazdığı yazılar haline gelmiş durumda. Peki hiç mi umut verici gelişme yok? Elbette var. Kültür, sanat, edebiyat gazetelere bazen iltica edebiliyor. Dahası kimi Don Kişotlar sayesinde köşelere girip, orayı yurt edinebiliyor. Bunu yapan “iflah olmaz romantik”lerden biri de Tuna Kiremitçi. Bir “Kelebek”in kanadından edebiyatı savuruyor okurlarına.

“SEVDİN, SEVİLDİN/ DAHA NE İSTEYESİN”

Kiremitçi’nin son kitabı “Hepimiz Birilerinin Eski Sevgilisiyiz”deki kimi yazılar taze. Henüz dumanı üstündeki bu yazılar yazarın Hürriyet Gazetesi’nin Kelebek ekinde yayımladıklarından. Kimi yazıları ise Kiremitçi’nin Vatan Gazetesi günlerinden. Hayyam’ın “Sevdin sevildin/Daha ne isteyesin” mısraıyla başlayan kitapta Kiremitçi’nin bir mütehassıs edasıyla yazdığı aşk merkezli yazıları okuyoruz. Aşktan başlayan yolculuğumuz, aşkın türevleri olan bildik duygulara da, bizatihi edebiyata, sinemaya ve siyasete de uzanıyor. Tabi bazı durumlarda yazar edebiyatı ve romantizmi elden bırakıp kolaycılığa da kaçabiliyor. Örneğin “Cinsiyetler Arası Diplomasi” isimli yazısında geçtiğimiz ağustos ayında kaybettiğimiz şair Seyhan Erözçelik’in “Kadınlar ve erkekler iki ayrı millettir. Haliyle diplomasi şarttır” sözüne atıfta bulunuyor ve diplomasi kelimesinin anlamını Vikipedi’den veriyor. Kuşkusuz günlük hayatta en pratik bellediğimiz anlam arama eylemi bu ama bir edebiyat gönüllüsü elinden sözlüğü ne çabuk bırakıvermiş demekten kendinizi alamıyorsunuz. Bu yazısında siyasete de yelken açıyor Kiremitçi. “Aklıma yıllar önce zamanın dışişleri bakanları İsmail Cem ve Yorgo Papandreu’nun uyguladığı taktik geldi. Memleketleri arasında bazı çelişkileri asla aşamayacaklarını anlamış, onlara bulaşıp zaman ve enerji israf etmektense çözebilecekleri konulara yoğunlaşmayı seçmişlerdi” diyor ve iki bakanın kültürel ve ticari ilişkileri güçlendirme yoluna gitmesinden söz edip devam ediyor, “Denediler de ne oldu derseniz bilmem ama aynı taktik pekala kadın-erkek ilişkilerine uyarlanabilir.” Peki hakikaten ne oldu? Bu yanıtı siyasilerden, köşe yazarlarından okuduk, dinledik peki edebiyatçı Kiremitçi ne diyor bu konuda? Süreç ve sonuç açısından kurulan paralellikte siyasi örnek bize ne söylüyor? Günlük yazı yazmanın zor olduğu bir gerçek ve fakat “Kendilerini başkasının yerine koyabilseler Naziler o kadar vahşeti yapamazdı herhalde” cümlesi bir magazin eki için bile fazla “hafif” kalıyor.

815529_detay

Kitapta, Kiremitçi’nin yayımlanmış yazıları yer alıyor.

BEHRAMOĞLU’NDAN ORTAÇGİL’E

Kitapta yazıldığı dönemde ses getirmiş, tartışılmış; bir yanıyla siyasete de dokunan Dekolte Yazı, Başörtülü Esas Kız, Saraybosna Günlüğü gibi yazılar romantizmin günümüz edebiyatındaki genç temsilcilerinden Kiremitçi’nin aşk kadar, aşk ve romantizmle yazdığı siyasi tahlillerde de etkili olduğunun bir kanıtı.

Bir çok yazar, şarkıcı ve yönetmen kitapta gayri resmi bir geçit yapıyor. Ataol Behramoğlu’ndan Oscar Wilde’a, Bülent Ortaçgil’den Selim İleri’ye, Teoman’dan Çağan Irmak’a bir çok sanatçının kimi şarkısı, kimi filmiyle, kimi şiiri, kimi sözüyle Kiremitçi vasıtasıyla okura eşlik ediyor. Aşkın en sakin, en tehlikeli, en heyecan verici coğrafyalarında kısa bir gezintiye davet ediyor Kiremitçi. Ve edebiyatımızın geleceğine dair umut veriyor. Edebiyattaki olgunluk dönemi eserlerini vermeye başlayan Kiremitçi zaman zaman günlük yazı yazmanın tehlikeli hızına sanatını feda ediyorsa da, nitelikli eser verme konusunda ısrarını da sürdürüyor. Biz de zevkle takip etmeye devam ediyoruz ama okurları adına da Nazım’ın mutluluğun resmini yapmasını istediği Dino’ya uyarısını tekrarlamakta fayda görüyorum; aşkı da, siyaseti de yazmaya devam etmeli Kiremitçi, “Kolayına kaçmadan ama…

(Milliyet Kitap’ın Kasım 2012 sayısında yayımlanmıştır)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: