BAU YENİ SAYFA’DAN MEDYANIN ŞİFRELERİ

Hürriyet, seçim “stratejisini” belirledi mi? Yeni Akit’in kadın düşmanlığında bir sınırı var mı? Sabah yazarı Engin Ardıç isim vermeden kime “postalcı” dedi? BirGün, “açıklama” haberi yazıp neyi “açıklamayı” unuttu? Hepsinin yanıtını Medyanın Şifreleri veriyor

O hurriyet_050415gazete seçim stratejisini belirledi mi?
Yorumu mizanpajda yaptılar

Hürriyet gazetesinin 5 Nisan tarihli sayısında çok konuşulacak bir detay vardı. Gazetenin 1. sayfasında Erdoğan’ın fotoğrafı eşliğinde “Büyük ustaya veda” başlığı göze çarpıyordu. Erdoğan’a çevresinde “usta” dendiği de göz önüne alındığında bunun nasıl bir veda olduğu merak uyandırıyordu. Ancak daha yakından incelendiğinde, haberin Kayahan’ın vefatı ile ilgili olduğu anlaşılıyordu. Kayahan’ın fotoğrafı, Erdoğan’ın fotoğrafının neredeyse üçte biri kadardı. Hürriyet’in bu yaklaşımının tesadüfi gerekçelerle olamayacağı kulislerde konuşulmaya başlandı. Hürriyet’in büyük bir Erdoğan fotoğrafı ile “Büyük ustaya veda” ifadesinin bir arada kullanılması kimi çevrelerde “Hürriyet, seçim öncesi Erdoğan ile mücadeleye mi başladı” sorusunu doğurdu. Hürriyet gazetesi son olarak öldürülen savcı Mehmet Selim Kiraz’ın cenazesi için akreditasyon alamaması ile gündeme gelmişti. Hürriyet, gerekli izinler çıkmadığı için cenazeye muhabir düzeyinde katılım sağlayamamıştı.

Ayse OzyilmazelUtanmıyorlar bile…
Mini eteğe de, kadına da düşman gazete

Yeni Akit, 26 Mart tarihli nüshasında kadınlara yönelik rezil bakış açısıyla gündeme oturdu. Haberin muhteviyatını bir kenara bırakalım, sürmanşetten verdikleri haberde kullandıkları fotoğrafa bakalım. Bir kadının mini etekli fotoğrafı seçilmiş, ancak bacakları gazete editörleri tarafından buzlanmıştı. Aynı yöntemle haberin iç sayfadaki devamında da aynı kadının 3 fotoğrafına yer verilmişti. Haberde aynı kadının etekli ve şortlu fotoğrafları tercih edilmiş, bir de o fotoğraflarda sanki okurların asla görmemesi gereken bir “tuhaflık” varmışçasına buzlama yapılmıştı. Haberde ayrıca kadının önceden başörtülü olduğu vurgulanarak “Başını açtı, mini giydi” başlığı atılıyordu. Aynı gün, başka bir haberde Sabah gazetesi yazarı Ayşe Özyılmazel’e hakaret ediliyor ve Özyılmazel aşağılanırken, kadın kimliğine de dil uzatılıyordu. Özyılmazel için, “tek sermayesi makyaj yapıp kıvırmak” deniyordu. Bu pespaye üslup, Akit’in kadın düşmanlığını bir kez daha ortaya çıkarıyordu. Peki bu yapılanların hukuki karşılığı yok mu? Akit kadınlara pervasızca saldıracak cesareti nereden buluyor?

ekrem-dumanli-son-dakika-2Sırayı bile değiştirmedi
Ekrem Dumanlı duymasın

Bugün yazarı Nuh Gönültaş, 25 Mart’ta sosyal medyada ünlü isimlerin öldüğüne dair atılan gerçek dışı tweetlerden söz eden bir yazı kaleme aldı. Yazıda şu ifadeyi kullandı:

“Halit Akçatepe, Münir Özkul, Ara Güler, Kenan Işık, Özkan Uğur, Metin Akpınar, Teoman… Bunlar yaşarken sosyal medyada cenaze namazı kılınan ünlüler.”

Bu haber akıllara Zaman’da bir gün önce yayımlanan “Sosyal medya, ünlülerin cenazesine dünden hazır” başlıklı haberi getirdi. Haberde, yalan haberlerden ayrıntıları ile söz edilirken şu sıra takip ediliyordu: felç geçiren Halit Akçatepe, demans hastalığı ile mücadele eden Münir Özkul, kontrol için hastaneye giden Ara Güler, beyin travması geçiren Kenan Işık, kanserle mücadele eden Özkan Uğur,  2012 Şubat’ında öldüğü üzerine yalan haber çıkan Metin Akpınar ve kaza geçirdiği iddia edilen Teoman…

Evet, Gönültaş Zaman’daki haberi okumuş, aralardaki ifadeleri çıkarıp isimleri ardı ardına sıralayıvermişti. Ancak Zaman’ın adını anmamıştı. Bu detay akıllara Nuh Gönültaş ile Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı arasındaki polemiği getirdi. Zaman ekibi, “Fotoğraflarla Özgür Medya” isminde bir kitap çıkarmıştı. Kitapta Gönültaş’a ise yer verilmemişti. Gönültaş bu duruma çok bozulmuş, Twitter’dan zehir zemberek bir açıklama yaparak “Siz önce kendi medyanızı özgürleştirin, ondan sonra özgürlükten bahsedin… Özgür medyanızı sevsinler…” ifadelerini kullanmıştı.

Fikirsel olarak dirsek teması içinde olduğu düşünülen Bugün ve Zaman arasındaki çatışmada görünen o ki, taraflar birbirini okumayı sürdürüyor ama isim vermekten kaçınıyor.

birgunLüzum mu görmediler
O açıklamayı BirGün nasıl unuttu

BirGün gazetesi 7 Nisan tarihli nüshasında Halkın Türkiye Komünist Partisi’nin (HTKP) genel seçimlerdeki tavrını açıklayan bir habere sayfalarında yer verdi. Haberde HTKP’nin seçimlere nasıl baktığı konusunda bilgiler vardı, “barış ve kardeşlik özlemine sahip adaylara oy kullanma çağrısı yapıldığı” belirtiliyordu. Ancak çok önemli bir bilgi haberde kendine yer bulmamıştı. “HTKP seçime girecek mi” sorusuna yanıt verilmiyordu. HTKP’nin seçimlere girip girmeyeceği konusunda bilgisi olmayan okurların, haberden bir sonuç çıkarmaları da mümkün değildi. Ne var ki, gazete satın alan okurlarının kafasını epey karıştıran BirGün, aynı “acımasızlığı” internetteki takipçilerine yapmamıştı. Birgun.net’te yer alan haberin ilk cümlesinde, HTKP’nin seçime parti olarak girmeyeceği belirtilmişti. BirGün’ün “HTKP seçim tavrını açıkladı” başlığı ile sunduğu haberde, “asıl açıklamaya” yer vermemesi, “Haber yazma” dersleri için de ilginç bir “kötü örnek” oluşturdu.

engin-ardicYazıda isim vermedi ama…
Ardıç kime “postalcı” dedi?

Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, 4 Nisan tarihinde kaleme aldığı yazısında, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığının gündeme gelmesine değindi. Seçim döneminde sosyal medyada İlber Ortaylı’nın aday olması yönünde görüş bildirenler olmuş, bu kimi köşe yazarlarınca da gündeme getirilmişti. Ardıç yazısında, “Onu cumhurbaşkanlığına aday göstermiş ve ‘mütehassis’ etmiş postalcıların övgülerine mazhar oluyor” dedi. Peki Engin Ardıç kime postalcı diyor?

Bu konuda cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yazı yazanlardan ilk akla geleni Ahmet Hakan. Hakan, bir yazısında Ortaylı için “Seçim meydanını bilgi yarışmasına çevirip rakibini ezerek ahalinin gönlünde taht kurabilir” demişti. Akla gelen bir diğer isimse Fatih Altaylı. Altaylı, Ortaylı için “Türkiye’nin en önemli entelektüellerinden biri. Devlet adabını bilen, açık fikirli, bilgili, her ortamda Türkiye’yi layığından fazlasıyla temsil edebilecek, uluslararası saygınlığı olan bilim adamı” tanımlamasını yapıyordu. Ortaylı’nın cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimali üzerine ise “Türkiye’de böyle bir Cumhurbaşkanı asla seçilmez ama keşke olsa” diyordu.

Ortaylı’nın adaylığını destekleyen ve Ardıç’ın doğrudan hedefi olduğunu öne sürebileceğimiz en önemli kişi ise Hasan Pulur. Ardıç yazısında,  “Övgüsünü yapan yaşlı postalcı ‘Biz de geçtiği sıralardan geçtik diyor’ cümlesine yer veriyordu. Hasan Pulur, Ortaylı’nın adaylığını desteklemişti. Üstelik geçtiğimiz günlerde bir yazısında Ortaylı’nın siyasi gündemle ilgili yaptığı son yorumları değerlendirmiş, yazısında Ortaylı için tam da Ardıç’ın alıntıladığı gibi “Biz de geçtiği sıralardan geçtik” demişti. Ardıç açık açık yazmamıştı ama görünen o ki kast ettiği kişi Hasan Pulur’dan başkası değildi. “Postalcı” gibi çok ağır bir itham karşısında Hasan Pulur’un yanıtının ne olacağı merak ediliyor.

(13 Nisan 2015’te BAU Yeni Sayfa’da yayımlanmıştır)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: