Aydın Yenipazar Kapalı Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Sevan Nişanyan sorularımızı yanıtladı. Nişanyan, “Açık cezaevinde kalacağıma dair söz verilmişti, tutulmadı” dedi.
Hakan Güngör
twitter.com/bayhakangungor
Yazar Sevan Nişanyan, İzmir’in Şirince köyünde kendine ait arazi üzerine evler yapmıştı. Ancak arazinin sit alanı içinde olduğu gerekçe gösterilerek inşaat mühürlenmişti. Nişanyan inşaatın iki kez mühürlenmesine rağmen evi tamamlamıştı. Bunun üzerine Nişanyan hakkında dava açılmış, hakkında tutuklama kararı çıkmıştı.
2 Ocak 2014’te hapse giren Nişanyan’nın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile İmar Kanunu’na muhalefetten toplam 11 yıl 1 ay ceza aldı.
Cezaevine girerken evler konusunda “Şirince’de yaptığımız işler iyi şeylerdir, doğru şeylerdir. Memleket için örnek olabilecek işlerdir. Bir çıkar kaygısıyla değil, felsefi tutarlılık kaygısıyla yapılan işlerdir. Bu işler bir takım saçma sapan insanların hoşuna gitmiyor diye durdurulacak değildir” diyen Nişanyan’ın sorularımızı yanıtlamasından birkaç gün sonra, trajikomik bir olay yaşandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Twitter hesabından Şirince’yi tanıtan bir tweet attı. Bu tweet’te “Adı gibi şirin olan, pek çok eski evin ve dar sokakların kuşattığı bir yer: #Şirince #İzmir” denildi ve Nişanyan’ın hapse girmesine neden olan evlerin fotoğrafını kullandı.
“VİCDAN FİKRİNİ AYAKTA TUTAMIYORLAR”
Hükümlü olduğu Aydın Yenipazar Kapalı Cezaevi’nde sorularımızı yanıtlayan Nişanyan, Türkiye’deki yargı düzeni hakkında “Erk sahiplerini ilgilendiren konularda Türkiye’de yargıya eskiden de güvenilmezdi, şimdi de güvenilmez” dedi. Bunun birey hakları fikrinin yerleşmemiş olmasından kaynaklandığını belirten Nişanyan, yargıçların donatım, eğitim ve profesyonel altyapı bakımından yetersiz olduğuna değindi. “Devlet memuru statüsündeler ve bunun getirdiği etik ve ideolojik sorunlarla maluller” ifadesini kullanan Nişanyan, “Bu koşullar altında ‘vicdan’ fikrini ayakta tutmaları çok zor” dedi. Nişanyan yargı hakkında şu ifadeleri kullandı: “Sıradan hukuk ve ceza davalarında, yani erk sahiplerini ilgilendirmeyen konularda ciddi bir sorun yok sanıyorum.”
Bir yıl kadar tek kişilik koğuşta kaldığını hatırlatan Nişanyan, “Şimdi bir oda arkadaşım var, kader kurbanı bir yargıç. Geçinip gidiyoruz. Haftanın beş günü mesai saatlerinde bilgisayar kullanabiliyorum” dedi.
NİŞANYAN SÖZLÜK’Ü REVİZE EDİYOR
Türkçe kelimelerin kökenini ve tarihsel gelişimini belgelemek amacıyla kaleme aldığı Nişanyan Sözlük’le ilgili cezaevinde çalışmalarını sürdüren Nişanyan, “Geniş çaplı bir revizyonuna giriştim. Eskiden eksikliği hissedilen literatür dipnotlarını ekliyorum” açıklamasında bulundu. Nişanyan, çalışmalarını şöyle özetledi: “Türkçede bugüne dek kimsenin teşebbüs etmediği bir işe girişip, her sözcüğün ve ayrıca bunların her bir farklı anlamı ile nüansının Türkçe metinlerde tespit edilebilen en eski metin örneklerini sözlüğe ekliyorum. Şimdilik 16 bin metin örneği oldu. Daha bir 10 bin kadar gerekecek.” Nişanyan, çalışma sonuçlarını belli aralıklarla nisanyansozluk.com’a ileteceğini vurguladı.
Nişanyan, kapalı cezaevi ile ilgili izlenimlerini şöyle anlattı: “Kapalı cezaevi berbat bir şey. Tabut kadar bir odaya kapatılıyorsun ve kapın kilitleniyor. Haftada bir kez 45 dakika ziyaretçi ve haftada bir kez sadece ailene telefon izni var. O kadar. Doktora filan gidecek olursan bütün jandarma bölüğü seferber oluyor.” Açık cezaevinin daha rahat olduğunu belirten Nişanyan, “Bahçede serbestçe dolaşabiliyorsun, sınırsız telefon hakkı var. Üç ayda bir yedi güne kadar çıkış izni var” dedi. Nişanyan cezaevine ilk girdiğinde kendisine açık cezaevinde kalacağına dair söz verildiğini ancak bu sözün tutulmadığını söyledi.
“BUGÜN TARTIŞILAN ŞEY BAŞKANLIK SİSTEMİ DEĞİL”
Türkiye’deki “başkanlık sistemi” tartışmaları konusunda da fikirlerini paylaştı. “Başkanlık sisteminin çeşitli bakımlardan iyi bir sistem olduğunu galiba 1980 veya 1982’den beri defalarca savundum. Hala da savunurum.Ama bugün tartıştığımız şey başkanlık sistemi falan değil” diyen Nişanyan, şu ifadeleri kullandı: “Halihazırda hiçbir demokratik sistemde düşünülmeyecek kadar geniş ve kontrolsüz yetkilere sahip olan bir aktörün yetkilerini daha da artırmayı tartışıyoruz. Bunun savunulacak bir yanı yok bence.”
Not: Nişanyan, açık cezaevindeyken yazdığı bir mektubun internette yayımlanması nedeniyle kapalı cezaevine nakledilmişti. Konuyla ilgili Hürriyet’in haberi için TIKLAYINIZ.
hiç bir şekilde adil yargılandığınızı, verilen cezanın adil olduğunu düşünmemekle birlikte;kim ,hangi yetkiyle ve de yasal dayanakla size açık cezaevinde tutulma sözü verebilir ki…. Hadi o verdi diyelim sizin gibi bir insan, ceza infaz yasaları dururken nasıl böyle bir söze inanabilir.
BeğenBeğen