“House of Saddam”, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in iktidara geliş sürecinden başlayarak idamına dek olan süreci anlatan 4 bölümlük bir dizi. Dizide Yigal Naor’un canlandırdığı Saddam Hüseyin’in kelimenin tam anlamıyla yükseliş ve çöküşü aktarılıyor.

Saddam House 4 bölümlük bir dizi.

Hakan Güngör
twitter.com/bayhakangungor

Yüksek bütçeli bir dizi olan “House of Saddam”, Saddam’ın Irak cumhurbaşkanını devirerek yerine geçmesi ile başlıyor. Saddam, devlet içindeki güçlü isimlerin de desteğini alarak kısa zamanda diktatörlüğünü tesis eder.

“İhtilal önce kendi evlatlarını yer” sözünü haklı çıkarırcasına Saddam Hüseyin ilk iş etrafındaki kimi isimleri tasfiye eder. Saddam kendisine sonuna dek sadık kalacağından şüpheli olduğu isimleri yok eder. Niyeti bir yandan da iktidarını kuvvetlendirmek ve düşmanlarına hiçbir zaafı olmadığını göstermektir.

Tüm diktatörlerde olduğu gibi ucuz kahramanlık gösterilerinden yararlanır. İran’la hiçbir sonuç elde edemeyeceği bir savaşa girer. 8 yılın ardından tek karış toprak kazanamamıştır ama Saddam ortada büyük bir zafer olduğunu öne sürerek milliyetçiliği körüklemeye çalışır.

Ülke içinde ise işler iyi gitmemektedir. Yoksulluk artmakta, savaşın büyük zarar verdiği ekonomi bir türlü toparlanamamaktadır. Saddam çareyi yine bir savaşta bulur. Ağır koşullar içerisinde ülkede tam anlamıyla keyfi bir yönetim sergilenmektedir. Demokrasi ve insan hakları gündemde yoktur. Oğulları Uday ve Kusay’ın davranışlarında artık ipin ucu kaçmıştır. Ancak Saddam bunlara göz yumar. Ülkedeki petrol de batılı ülkelerin iştahını kabartmaktadır. ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından oğulları öldürülen Saddam ele geçirilir ve idam edilir.

Dizi IMDB‘de 7.7 puan aldı.

YAŞANANLARIN SADECE YARISI

Saddam Hüseyin’in dikta yılları, Irak’ın yakın siyasi geçmişi dizide etkileyici şekilde ortaya konuyor. Ancak dizi, olup bitenlerin yalnızca bir yarısını ortaya koyuyor. Evet, Saddam zalim bir diktatördü. Ancak dizide Irak Savaşı sürecinde yaşananların sadece Saddam nedeniyle olduğu ve ABD’nin “özgürlük götürmek” üzere Irak’a gittiği tezi dizinin ana eksenine oturmuş.

Dizide ABD askerlerinin Iraklı sivillere yönelik katilleri, işkenceleri üstünkörü geçilmiş. ABD-İngiliz ortak yapımı bir diziden aksi beklenebilir mi, ayrı bir tartışma konusu. ABD’nin Irak’a saldırma bahanesi olan nükleer silahlardan hiç bahsedilmemesi ise dikkat çekici. Irak’ın kan gölüne dönüşü adeta yok sayılıyor, görmezden geliniyor. ABD’nin işgali ise olumlanıyor.

Bir diktatörün ortaya çıkış sürecini, Ortadoğu’nun siyasi tarihine geçmiş bir liderin yaşantısını, ailevi ilişkilerini, ailesinin de katıldığı keyfi yönetimin ülkede nasıl bir korku iklimi yarattığını gözler önüne seriyor “House of Saddam.” Ancak taraflı ve batılı bir gözle aktarıldığını da gözardı etmemek şartıyla.

Dizinin fragmanını izlemek için tıklayınız: