Hakan Güngör
twitter.com/bayhakangungor

Polisiye edebiyat külliyatımıza bir kitap daha katıldı: Bora Akifoğlu’nun kaleme aldığı “Suikast.” Polisiye okumak, bir yapbozla uğraşmak, iş edebiyatta ise hele, parçalar insanın zihninde birer birer canlanırken bir de bakıyorsunuz çoktan cinayet mahallindesiniz. “Suikast” kitabında da böyle oluyor, kitabı okurken, suikast girişimi birkaç metre önünüzde gerçekleşiyor, bir ceset birkaç adım ötenizde yatıyor, yumruklar sanki yanı başınızda patlıyor…

İran Nükleer Fizik Araştırma Kurumu’nun başkanı Profesör Mokri, Türkiye’de bir suikast girişiminden son anda kurtuluyor. Bir adam, bira almak için gittiği marketten çıktığı sırada, suikastçıyı görüp bir anda haykırıp Mokri’nin kurtulmasını sağlıyor ancak kendisi de şüpheli durumuna düşüyor. Ve sorular birbiri ardına sıralanıyor: Şamil Atasoy adındaki bu sarhoş adamın suikastçının yerini görüp haykırması tesadüf müdür? Ya cebinden çıkan silah?

Şamil Atasoy’un kim olduğu zaman içinde, sayfalar ilerledikçe anlaşılıyor. Şamil, Güneydoğu’da görev yapmış bir polistir ve psikolojik sorunları yüzünden erken emekli edilmiştir. Şamil gözaltına alınır, sorgulanır. Salıverildikten sonra, bu suikast girişimini kendi yöntemleriyle çözmek zorunda olduğunun farkındadır çünkü serbest kalmasına rağmen şüpheli olduğu için çoktan peşine bir sivil polis takılmıştır bile…

Şamil Atasoy, alkolik, umursamaz, son bir yılını sadece içerek geçirmiş bir adam olarak tarif ediliyor. Uzun zamandır hayatında neredeyse kayda değer hiçbir gelişme olmayan Şamil, birden bire kendini bu büyük olayın ortasında bulur. Eski bir polis olmasının yanı sıra, keskin gözlem gücü ve parçaları birleştirme konusundaki maharetiyle sıradan polislerden ayrılmaktadır.

Şamil vaka üzerinde çalıştıkça, polislerin gözünden kaçan detaylar üzerinden giderek olayın çok boyutlu ve zannedildiğinden daha büyük bir organizasyonun parçası olduğunun farkına varır. Suikast girişiminin yapıldığı evin sahibinin şoförünün de işin içinde olduğunu anlaması ile birlikte olay farklı bir evreye gelecektir.

Şamil’in yolu, tüm bu sorunlarla boğuşurken, suikast girişimi olayının haberini yaparak büyük bir kanala geçmenin hayallerini kuran muhabir Esra ile kesişecektir. Uyanık bir muhabir olan Esra, haber ile ilgili araştırmalarını sürdürürken gazetelerin görgü tanığı olarak “Ş.A.” diye yazdığı kişinin Şamil Atasoy olduğunu çok geçmeden bulacaktır. Zaman içinde Esra da, Şamil’in olayı çözme uğraşılarının bir parçası haline gelir…

“Suikast” yaklaşık üç yüz sayfa olmasına rağmen, soluksuz okunacak kitaplardan. Sıkmayan, yormayan, uzun ve detaylı anlatımlara yer verilmeyen bir kitap. Kısa cümleler, hızlı bir gidişat ve sağlam kurgusuyla polisiye konusunda kendine ayrı bir yol açıyor yazar Bora Akifoğlu. Kısa sürede ikinci baskısını yapan bu kitap, daha fazla sayıda polisiye okurunun kitaplığında kendine bir yer açacak gibi görünüyor.

Milliyet Kitap- Mart 2014