Dünyaca ünlü yazar Marc Levy “Korkudan Güçlü Bir Duygu” kitabında soluk soluğa bırakan bir maceraya okuru ortak ediyor. Okuru bir kedi-fare oyununun ortasınada bırakan kitap, son sayfasına kadar devinimle yüklü.

Marc Levy

Hakan Güngör
twitter.com/bayhakangungor

Romanları bugüne dek 49 dile çevrilen ve 33 milyondan fazla satan Marc Levy’nin son romanı “Korkudan Güçlü Bir Duygu”, ritmi bir an bile düşmeyen, heyecan verici bir macera sunuyor okurlarına.

Levy, okuru kovalamacanın bir parçası yapıyor; kedi-fare oyununda bir kedinin, bir farenin tarafına savuruyor.

Oğluna anlattığı hikayeleri yazmaya karar vermesi üzerine yazarlık hayatına başlayan ve ilk kitabını 40 yaşında yazan Marc Levy, “Keşke Gerçek Olsa”, “Neredesin”, “Sonsuzluk İçin Yedi Gün”, “Gelecek Sefere” gibi dünyaca ünlü romanları kaleme aldı. Can Yayınları etiketi ve Aysel Bora’nın çevirisiyle çıkan “Korkudan Güçlü Bir Duygu” ile, Marc Levy macera romanları külliyatına bir yenisini ekliyor.

Levy’nin kitabı Can Yayınları’ndan çıktı.

VAZGEÇMEK İÇİN ÇOK GEÇ

Mont Blanc dağına on yıllar önce düşen bir uçak, Suzie Baker’ın aklından bir türlü çıkmamaktadır. Çünkü düşen uçakta büyükannesi de vardır ve kazada ölmüştür. Suzie’nin büyükannesi ölümünden yıllar sonra dahi vatana ihanet ile suçlanmaktadır. Ülkesine ihanet ettiği ve başka ülkeler için ajanlık yaptığına dair yaygın bir kanı vardır. Suzie, büyükannesinin suçsuzluğundan emindir. Sevgilisini de ikna eder ve kış ortasında büyükannesinden geriye kalanları bulabilmek adına Mont Blanc dağına çıkmaya karar verir. Bu tehlikeli tırmanış Suzie’nin sevgilisinin ölümüne neden olur. Suzie de tırmanış sırasında yaralanır; ancak uçağın enkazını bulmayı da başarır. Enkazda bir çanta içinde bulduğu belgeler pek çok gizemi çözmeye yarayabilecek mahiyettedir. Bu, Suzie’nin başına yeni bir dert de açacaktır. Amerikan gizli servisleri, Suzie’nin peşine düşmüştür.

Suzie bir yandan sevgilisinin ölümünden kendini sorumlu tuttuğu için üzülmektedir, bir yandan da büyükannesinin masumiyetine olan inancı gün geçtikçe artmaktadır. Tam da bu sırada Suzie’nin aklına New York Times’ın ünlü araştırmacı gazetecisi Andrew Stilman gelir. Andrew’la tanışmayı ve ondan yardım istemeyi kafaya koyar. Geçmişte neler olduğu ve Suzie’nin büyükannesinin masum olup olmadığı konusundaki araştırmalar bir noktadan sonra ikisinin de hayatını tehlikeye atacak hale gelir. Zira ajanlar çoktan peşlerine düşmüştür. Suzie ve Andrew bir süre sonra çok önemli bir gerçeğe ulaşmak üzere olduklarını ve bazılarının buna izin vermemek için kendilerini öldürmekten bile çekinmeyeceğini anlar. Ama artık vazgeçmek için çok geçtir.

DEVİNİM VE HEYECAN YÜKLÜ

Levy kitapta uzun uzadıya betimlemelere, derinlikli çözümlemelere tevessül etmiyor. Heyecanı düşürmemek adına cümlelerini bile kısa tutarak okurun çok oyalanmadan finale ulaşmasını sağlıyor. Levy, betim değil ritm, derinlik değil devinim, iç çatışmanın değil fiziksel çatışmanın yazarı. Sıradışı bir hikayeyi inandırıcı kılmak ve atmosferi dağıtmamak adına detayların hüküm sürmediği bir anlatım biçimi var. Monotonlaşan gündelik hayatta, rutin içinde boğulan okurların romanlardan heyecan beklemesi doğal olduğu gibi, Marc Levy’nin de yalnızca buna odaklanması şaşırtıcı değil. Okurlar beklentilerini yalnızca soluk soluğa kalmak ve devinimi hissetmekle sınırlı tutarsa, Marc Levy’nin kitabı “Korkudan Güçlü Bir Duygu” yetiyor da, artıyor bile.

(Hayat Dergi’nin Ocak 2016 sayısında yayınlanmıştır)