Kürtçe “Kaniya Liço” filmiyle tanınan Yönetmen Sinan Yıldız, sinema yolculuğunu ve gelecek planlamalarını anlattı.

Sinan Yıldız 29 yaşında.

Hakan Güngör
twitter.com/bayhakangungor

Bağımsız bir yönetmen olan Sinan Yıldız, Kaniya Liço filmiyle ses getirmişti. Bağımsız salon ve organizasyonlarda gösterilen ve beğeni toplayan film, Sinan Yıldız’ın sinema yolculuğunun önemli noktalarından.  Yıldız, bilgisayar mühendisiliği bölümü mezunu. Ancak beyaz yakalı olmayı ve kapitalizmin dayattığı hiyerarşide yer almayı reddettiğini ifade ediyor. Bazı atölyelere katılarak sinema eğitimi aldığını belirten Yıldız, ilk sinema deneyiminin Roboski Katliamı’nın ardından bölgede konuya dair çekilen bir belgesel olduğunu hatırlatıyor. Al Jazeera Turk’un bir projesinde Erol Mintaş’ın yardımcı yönetmenliği görevinde bulunduğunu belirtiyor. Bu belgesel projesi hayatının dönüm noktalarından biri olmuş Yıldız’ın.

Roboski belgeselinin ardından yönünü tamamen sinemaya kırmaya karar vermiş. Ancak dizi sektöründe çalışamayacağının farkındaymış. “Ben onu kaldıramazdım. Ben yazdığım senaryo ile öne çıkmak istiyorum. Yaratmak, hayal ettiğimi üretmek işitiyorum. Dizi setleri bana bunu sağlayamazdı. Dahası ben de bunu kaldıramazdım” diyor Yıldız.

Kaniya Liço filminin afişi.

KANİYA LİÇO FİLMİ BİNLERCE KİŞİYE ULAŞTI

Bağımsız olarak kendi sinema filmlerini çekmeye, belgesel projelerini hayata geçirmeye karar vermiş. Ancak günlük giderlerini karşılamak için bir gelire ihtiyacı vardı. Kimi zaman ciddi maddi sorunlara yol açmış. Bu sorunları Kuzey Irak ve İran’daki Kürt kanallarına programlar hazırlayarak gidermeye çalışmış. İran’daki bir Kürt kanalına bir dönem Diyarbakır temsilciği yapmış. 25’in üzerinde kültür programı hazırlamış. Kazandığı parayla günlük harcamalarını karşıladığını, geriye kalanla da bağımsız çalışmalarının sermayesini oluşturduğunu belirtiyor. Sınırdaki kaçakçıların hayatını anlatan Kaniya Liço filmi de böyle ortaya çıkmış.

Kaniya Liço’nun çekim sürecini şöyle anlatıyor Yıldız: “2011 yazında bir projeye başladım. Aslında kısa metraj olarak tasarladığım bir projeydi.  Kaçakçılık yapan bir çocuğun hikayesini, dramasını anlatan bir kısa film olacaktı. Daha sonra çekimler iyi gitti. Oradaki zengin doku, karakterler ve olay örgüsü genişledikçe genişledi ve filmimi uzun metraja çevirdim. Altmış dakikalık bir film ortaya çıktı.”

Filmi düşük bütçeyle ve buna uygun olarak ucuza elde ettiği ekipmanla çektiğini ifade ediyor Yıldız. Kaniya Liço’nun bugüne dek İstanbul, Ankara, Diyarbakır başta olmak üzere pek çok şehirde gösteriminin yapıldığını ve binlerce kişiye ulaştığını vurguluyor.

Yıldız, Kaniya Liço’yu çektiği Şırnak’ta bir de sinema akademisi kurmuş. Akademi çalışmaları kapsamında çocuklara ve gençlere sinema eğitimi vermiş. Ardından öğrencileriyle birlikte Cudi Dağı ve Nuh Tufanı’nı anlatan bir belgesel çekmiş.

Sinan Yıldız (solda) Hakan Güngör ile.

“PES ETME NOKTASINA GELDİĞİM OLDU”

Bağımsız sinema çalışmaları yapmanın büyük zorluklara gebe olduğunu ifade ediyor Yıldız.

“Bir şeyler yapmak istiyordum en başından beri. İnsanlara hem kendimi, hem de bölgede yaşananları anlatmak istiyordum. Bunu büyük yapımcılarla yapmak mümkün değil. Piyasa koşulları belli sınırlamalar koyuyor. Buna ayak uydurabilecek biri değilim” diyor yıldız ve ekliyor: “Kimi zaman pes etme noktasına geldiğim oldu. Ama bugüne dek yaptığım işlere gösterilen teveccüh beni ayakta tutuyor.”

Yıldız, Bitlis’te çekmek istediği uzun metraj bir film projesini şimdilik rafa kaldırdığını belirtiyor. Yıldız, “Senaryo hazırdı, yine kendi imkanlarımızla ve bir arkadaşımın da desteği ile filmi çekecektim. Ancak bölgede yaşanan savaş buna engel oldu. İnsanlar savaş yüzünden korku içindeler. Saha çalışmamızdan sonra durumun ve insanların psikolojisinin bölgede film çekmeye ciddi engel teşkil ettiğini gördük. Bağımsız sinemacıların en büyük desteği insan kaynağıdır. Bu noktada sıkıntı yaşayacağımızı gördüğümüz için projeyi erteledik” diyor.

Yıldız, Kars’ta donmuş göller üzerinde balıkçılık yapan köylülerin yaşamını anlatan belgeselinin ise 2016’nın yaz aylarında seyirci ile buluşacağını müjdeliyor.